Seramik Nasıl Yapılır?
Seramik ile ilgili bilgileri nedirkibu.com da sizler için paylaşıyoruz.


Seramik Üretimi
Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanması ile oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelirler. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Örneğin, cam, tuğla, kiremit, taş, beton, çimento, aşındırıcı tozlar porselen ve refrakter malzemeler bu gruba girer.
Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile, seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkânı vardır.

Seramik Bileşeni
Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silis 1750ºC'de alüminat 2050ºC'de ergir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC'e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ye kadar düşürebilir.

Seramik, heykelden farklı olarak, sadece çamurdan yapılır. Seramik yapmak için; çamura, şekillendirici aletlere, boyaya ve çamuru pişirebileceğimiz özel seramik fırınlarına ihtiyaç vardır. Ayrıca torna denilen, bir eksen etrafında dönen bir tablanın üzerinde, ıslak çamur şekillendirmek isteniyorsa, torna aleti gerekir. Bunun dışında, seramik sofistike alet ve tekniklere gerek duyulmadan yapılabilen bir sanattır.
Seramik için önce yapılacak form seçilir. Bu seçime göre, değişik seçenekler arasından doğru kil tipi seçilir ve bu kil yoğurulur. Bu şekilde, seramiğin sağlamlığı garanti altına alınmış olunur. Yoğurulan çamur, işlenmeye hazır hale gelmiştir. Bundan sonra, çamura istenen form verilmeye başlanır. Bu işlem, elle ve aletlerle yapılır. Bu aşamada, çeşitli teknikler kullanılabileceği gibi, serbest çalışmak ta mümkündür. Bu, uzun sürebilen bir süreçtir. Yapılan formun boyutu, şekli, çamurun cinsi, oda sıcaklığı ve nemi gibi faktörler, yapım aşamasını değiştirebilen etmenlerdir.

Yapım esnasında, çalışma dışındaki zamanlarda, kilin kuruyarak işlenebilirliği azalmaması için, kilin nemi korunmalıdır. Bu nedenle, yapılmakta olan işler, torbalanıp ağzı bağlanarak kaldırılır. Eğer uzun süre çalışılmayacaksa, kil önce nemli bir beze sarılır, daha sonra torbalanır. Burada genel bir ilkeden sözetmekte yarar var; farklı iki çamur karıştırılmamalıdır. Zira kuruma hızları farklıdır ve bu durum kurutma sırasında çatlamalara, genleşme farklılıkları fırında kırılmalara yol açabilir. Ayrıca aynı çamurun ıslak kuru halleri de birbiriyle karıştırılmamalıdır. Bu çamurların su oranları farklı olduğu için, kururken sorunlar ortaya çıkabilmektedir. O nedenle daime fazla çamurla işe başlanmalı, artanı da yapılan işle beraber saklanarak, aynı nemde kalmaları sağlanmalıdır. Böylece ileride gerekebilecek muhtemel değişikler için çamur saklanmış olur.
Yapılan eserin son şeklini alması için, ilk nemini vermiş olması gerekir. Bu kuruluğa ulaşması için oda sıcaklığında bir süre bekletilen form, "kulak memesi" kıvamına gelince tekrar işlenmeye başlanır. Islak çamurla verilemeyen ince hatlar ve pürüssüz yüzey, bu aşamada sağlanır. Hem şekle son hali verilir, hem de seramiğin üstü tahta aletler veya tırnak ile bastırılarak cilalanabilir. Ancak bu aşamada, yeni parçalar eklemek veya radikal değişiklikler yapmaktan kaçınılmalıdır, çamur eklemek zor olduğu gibi, oyarken de işi kırma riski vardır. Bu nedenle, ayrıntıları yapmak ve oymak dışında, forma aşırı müdahaleden kaçınılır.
Son şekli de verildikten sonra, artık form tamamen kurumaya bırakılır. Oda sıcaklığında, gölgede kurutma yapılırken, işin nisbeten ince ve dışarıda kalan yerleri (sap gibi) daha çabuk kurur. Bu da iç gerilimlere neden olarak formu çatlatabilir. Bu nedenle, böyle açık kısımlar, birer naylon parçasıyla kapatılarak homojen kuruma sağlanmalıdır. İnce levha, kapak gibi geniş yüzeyli parçalarda da aynı durum söz konusudur. Örneğin kapağın kenarları daha çabuk kuruyarak küçülür, bu nedenle kapağın kenarları yukarı doğru eğilir ve kapağın düzlüğünü bozabilir. Bunu önlemenin yolu da, geniş ve dışarıdaki parçaların üzerine, ağırlık koymaktır.
Oda sıcaklığında, son nemini de veren seramik, artık seramik fırınına girmeye hazırdır. Fırında yüksek sıcaklıklarda yaklaşık üç gün kadar pişen çamur, çıktığında son derece sağlam ve çok farklı bir yapıya kavuşur; rengi, boyu ve sertliği değişir. Fırında pişen çamur; kullanılabilir, nemden ve sudan etkilenmez, boyanabilir ve fonksiyonel olarak iş görebilir.

Fırında pişen seramik, bundan sonra istenirse boyanır. Birçok değişik boya çeşidi ve rengi mevcuttur. Bu çeşitler, değişik kullanım, farklı renk seçenekleri, dayanıklılık, uygulama kolaylığı, tekrar fırınlama gereksinimi gibi değişik niteliklere sahiptir. Bu boyalardan forma en iyi gidecek olanı seçilir ve boyanır. Boyamadan sonra eğer gerek varsa seramik tekrar fırınlanır. Böylece seramik tamamlanmış olur.

Çamurun şekillendirilmesi:
Çamur için genel olarak 3 çeşit şekillendirme yöntemi vardır. Bunların ilki elle şekillendirmedir. Bu yöntemde tahta ve metal şekillendirici aletler, kesici aletler gibi malzemeler kullanılır. Çamur tamamen kurumadan oldukça sertken, düzgün tahta aletlerle yüzeyi cilalanarak parlaklık ve pürüssüzlük verilebilir. Bu yöntemin avantajı, istenen formun verilebilmesidir. Biçim, kalınlık, kabartma, boyut, desen gibi tüm özellikler kontrol edilebilir.

İkinci şekillendirme yöntemi Tornadır. Torna, kendi ekseni etrafında hızla dönebilen bir tablanın üzerine konan çamurun elle şekillendirilmesidir. Yumuşak plastik özellikli kilin kullanıldığı tornada, sadece yuvarlak kesitli kaplar yapılabilir. Tornanın mantığı çamura kuvvet uygulayan sabit bir desteğin, dönen çamuru simetrik bir biçimde şekillendirmesidir. Bu yöntemde elle dışarıdan itilen çamur, elin şeklini alır. Böylece istenen şekil verilebilir. Tornada çamuru şekillendirmek için yumuşatmak gerekir, bu nedenle torna, suyla yapılır. Son şeklini alan torna, misina yardımıyla torna tablasından ayrılır ve kurutulur. Kurutma sırasında gereken ekleme ve düzeltmeler yapılabilir.

Son yöntem ise kalıp dökmektir. Bu yöntemde sıvı çamur denen çok ince yapılı, likit bir çamur kullanılır. Alçı kalıplara dökülen sıvı çamur, alçının suyu çekmesiyle kurumaya başlar. Bu kuruma alçı kalıba yakın yerlerden başlar. Böylece alçıya yakın kuru çamur kalınlığı giderek artar. Çeper yaklaşık 6 mm kalınlıkta iken geriye kalan sıvı çamur geri dökülür. Geriye kalan kuru kısım tamamen kurutulur. Ancak bu çamurun yapışma özelliği zayıf olduğundan üzerine ekleme yapmak zordur.
Tüm şekillendirmelerden sonra, isteğe göre zımpara yapılabilir. Böylece pürüssüz bir yüzey sağlanır.

Çamurun kurutulması:
Şekillendirilen çamur önce oda sıcaklığında bir kaç gün kurutulmalıdır. Bu esnada form oldukça küçülür. Ancak form henüz şekillendirme aşamasındayken kuruması engellenmelidir, yoksa kuruyan çamur şekillendirilemez. Kuruması, çamuru ıslak tutarak sağlanır. Form, nemli bir beze sarılır, bu şekilde bir torbaya konur ve ağzı sıkıca bağlanır. Hava almayan bir torba olması ve oda sıcaklığının çok yüksek olamaması gerekir. Bu şekilde iş, bir haftaya kadar tutulabilir. Ama daha uzun süreler bırakılacaksa, yaklaşık haftada bir bez ıslatılmalıdır.

İş tamamen bittikten sonra, hızlı kurutmak sakıncalıdır. Yavaş kurumazsa, içinde çatlaklar, hatta kırıklar meydana gelebilir. Bunu engellemek için kururken bir bez içinde torbasız kurutulabilir. Ya da serin bir oda kullanılabilir. İnce kısımlar daha çabuk kuruduğu için buralar sarılmalı, kalın yerlerle aynı hızda kuruması sağlanmalıdır. Tamamen kuruduktan sonra, zımpara yapılır ve iş fırına girer.

Çamurun pişirilmesi:
Kurumuş işler, bu pişirme için özel yapılmış seramik fırınlarında yüksek sıcaklıklarda pişirilir. Burada, çamurun içindeki karbon, oksijenle exotermik olarak yakılır. Bu tepkime yaklaşık 700 derece civarında gerçekleşir. Ama sadece çamuru kurutmak için 400 dereceye kadar çıkan kurutma fırını da yakılabilir. Pişirme 800 derecelik "bisküvi" fırınında yapılır. Fırın 400 dereceye gelene kadar yavaş ısınır, böylece formların hızla küçülmesi nedeniyle patlamaları önlenir. 400 dereceden 800 dereceye kadar hızla ısınan fırın son sıcaklığına gelince durur ve sonra fırın soğumaya başlar. Yavaş yavaş soğuyan fırın, yaklaşık 80 dereceye gelince açılır. Fırının yanma ve soğuma süresi yaklaşık 3 gün sürer. Ancak bu süre fırına ve oda sıcaklığına göre değişir.

Çamurun boyanması:
Çamur daima fırından çıktıktan sonra boyanır. Ancak boyama yöntemleri ve boya çeşitleri farklılık gösterir . Boyanın çeşidine göre de uygulanacak yöntem değişir. Ancak temelde birçok çeşit boya vardır. Bunlardan ilki oksit boyalardır. Bunlar metal oksitlerdir ve renk seçeneği nisbeten azdır. Bu boyalar suyla çözünür. Uygulamadan sonra tekrar pişirilmesi gerekir. Bu boya pratikte tek renkli ve gölgeleme yapılacak işlerde uygulanır. İkinci çeşit boya, sır boyasıdır. Bu boya, genelde yakından bilinen parlak seramik boyasıdır. Tüm yüzey düzgün, parlak, cam gibi bir yüzeye sahiptir. Aslında cam demek yanlış olmaz, gerçekten de camın ham maddesi yüzeyi kaplar. Pistole denilen püskürtme aletleriyle sır yapılabileceği gibi boyanın içine daldırma yöntemiyle ya da fırçayla da sır yapılabilir. Oldukça kalıcı ve kullanışlı bir boya olan sır aynı zamanda geniş bir renk yelpazesine sahiptir. Sır boyalı işler tekrar fırına girerler ve yaklaşık 1020 derecede bir daha pişerler. Üçüncü boya tipi gomelaktır. Toz boya, ispirto ile eritilen gomelak denilen bir çeşit zamk ile beraber kullanılır. Boya, boyanacak işe bir fırçayla sürülür. Renk seçeneği çoktur. Ancak bu boya oksit veye sır boya gibi tekrar fırına girmez. Dördüncü tip boyalar, tiner esaslı olup, sır üstüne sürülürler. Bunlar fırçayla uygulanır ve tekrar fırına girmezler. Geniş renk yelpazesine sahip ancak pahalı bir boya tipidir. Beşinci tip boya, sır altı boyalardır. Fırçayla uygulanan bu boyalar fırına girebilir ve şeffaf sırın altında desen amaçlı kullanılır. Bu boya çeşitleri, isteğe ve formun özelliklerine göre seçilir.

İkinci fırın:
Sır ve oksit boya çeşitleriyle boyanan işler tekra fırına girerler. Bunlara sır altı denilen boyalar da dahildir. Sır dışındaki boyalar normal bisküvi fırınına girerler ancak sır fırını için çok daha yüksek bir sıcaklık gerekir. Bu sıcaklıkta cam erir ve formun yüzeyini pürüssüz bir şekilde kaplar. Bu fırınlar patlama veya kırılma riski taşımazlar çünkü işlerin hepsi daha önce pişmiştir. Sır boyanan işlerin tabanının boyasız olmasına dikkat edilmelidir yoksa tabandaki boya eriyip formun tabana yapışmasını sağlayabilir. Bu da formun kırılmasını gerektirir. İkinci fırından sonra form son halini almıştır. Daha başka bir değişiklik yapmak mümkün değildir.

Seramik kil ile yapılır. Piyasada çok çeşitli çamur tipleri satılmaktadır. Ancak her çamurun kullanım amacı faklıdır. Bu nedenle yapılacak ilk iş çamurun çeşidine karar vermek olmalıdır. Genelde kil, üç çeşit olarak sınıflandırılabilir. Bunlar plastik çamurlar, şamotlu çamurlar ve sıvı çamurlardır. Her kilin özellikleri farklıdır, hatta aynı çamuru bile bir kez daha aldığınızda farklı olduğunu görürsününz. Kili seçerken, yapılacak formun boyut, yüzey, boya gibi özellikleri göz önüne alınır. Kilin yapısı, yoğrulmadan önce içinde taşlar olan, karışık iskambil kağıdı destesi gibidir. Bu yapıda doğal olarak bolca bulunan hava, daha sonra fırına girince genleşerek formun patlamasına neden olabileceği için bu düzensiz yapı düzenli hale getirilmelidir. Bunun için çamur yoğrulur. Bu işlem çamurun kıvamını daha plastik hale getirir, kuvvetini artırır ve düzensiz yapısı iskambil destesi gibi kat kat düzenli bir yapıya kavuşur. Bu şekilde, sağlamlık, şekillendirilebilirlik ve homojenlik sağlanır. Bu açıdan çamuru yoğurmak en önemli safhalardan birisidir.

Çamuru yoğururken içine hiçbir yabancı cismi (taş, başka bir çamur, kurumuş çamur, boya vs.)kaçırmamak, hava girmesini önlemek ve kurutmadan yoğurmayı bitirmek önem taşır. Bir bez veya naylon üzerinde 5-10 dk. boyunca yoğurulan çamur, kullanıma hazır hale gelir, çatlama ihtimalini azaltır. Yoğururken, yanlardan elle kuvvetlice bastılan çamur, sonra yarım tur yuvarlandıktan sonra kaldırılıp, diğer yüzü üste gelecek şekilde vurulur. Bu hareket tekrarlandıkça, çamur istenen kıvama kavuşur. Tabii, yoğurmak için başka yöntemler de kullanılabilir. Bunun yanı sıra yoğrulan çamurun homojenliği artar. Bu da çatlama ihtimalini azaltır. Ayrıca içinde olabilecek yabancı parçacıkları ayıklamak mümkün olur. Yoğurmanın gereğinin daha iyi anlaşılabilmesi için çamurun yapısını daha iyi bilmek gerekir. Çamur katmanlardan meydana gelir. Yoğrulmamış çamurda bu katmanlar, yere atılmış karışık iskambil kağıdı destesine benzer. Ancak yoğrulmuş çamur, destelenmiş kağıtlara benzer. Bu da çamurun kıvamını daha plastik hale getirir ayrıca kuvvetini artırır. Yoğurma işlemi çamurun büyüklüğüne göre 5-10 dakika sürer. Eğer kuru bir çamur değilse alçı veya bez üzerinde yoğurmak idealdir. Yoğurma sırasında içeride hava kalmayacak şekilde yoğurmak önemlidir.
Plastik çamurlar, içinde taş gibi büyük tutucu parçalar bulunmayan, çok ince, krem kıvamında, son derece pürüssüz bir yüzeye sahip, ancak yapışması zor bir çamur tipidir. Kırmızı, yeşil, beyaz gibi farklı renklerde olabilen plastik çamurlar, içlerinde kalan havanın çıkabileceği boşluklara sahip olmadığı için, daha riskli bir yapıdadır. Bu handikap, çamur kalınlığını sınırlı tutarak (yaklaşık 1 cm. altı) ve iyi yoğurarak aşılır. Pürüssüz yapısı, ince detayları vermek ve parlak bir yüzey elde etmek için idealdir. Bu özellik, boyamada da avantaj sağlar. Tornada da plastik çamur kullanılır. Aksi taktirde, kildeki büyük parçalar, ellere zarar verebilir. Bu tip çamurlarda şekillendirme daha kolaydır. Ancak içindeki büyük parçacıkların olmayışı, çamurun dayanıklılığını azaltır. Bu nedenle plastik çamurlar, daha az ağırlık taşıyabilirler. Bu da, büyük formlarda bu tip çamurun kullanılmasını engeller. Bir diğer tip plastik kil türü, pres çamurudur. Pres çamuru da büyük işler için tercih sebebidir, pres çamurunun ayrıca yoğrulmasına gerek yoktur. Üretimde preslenmiştir. Ancak elle şekillendirmek, sertliği yüzünden zordur, şekillendirirken alet kullanılır. Bu sertliği, tornada kullanımını da sınırlar. Daha çok kesme ve oyma kullanılarak istenen şekil verilir.
Şamotlu çamurlarda, şamot denilen küçük taş parçacıkları bulunur. Bu tip çamurlar, pürüzlü bir yapıya sahiptirler. Bu da ince işlerde, detaylarda, bu çamurun kullanımını sınırlar. Tornada da kullanımı çok zordur. Ancak, içindeki parçacıklar, kile güçlü bir yapı kazandırdıkları için, yük taşıyan formlarda, büyük heykellerde bu tip çamuru cazip kılar. Bunun yanında renk olarak açık olan türleri, plastik çamura kıyasla, daha fazla renk imkanı sunar, daha açık renklerle boyamayı mümkün kılar. Bunun yanısıra, içinde bulunan hava parçacıkları, çamurun içlerinden dışarıya çıkacak daha çok yol bulabildiklerinden, şamotlu çamurla yapılan işlerin patlama riski azalır. Bu da daha kalın bir yapıya (yaklaşık 1,5 cm. altı) izin verir. Bu tip kilin bir diğer avantajı, yapışmasının daha kolay olmasıdır. İçindeki parçacıklar, yapışma yüzeyini artırır ve sağlam bir yapışma yapısı oluşturur.

Kısaca, büyük işler için şamotlu çamur, küçük detaylı ince işler içinse plastik çamur kullanmak daha doğrudur.
Son tip çamur, sıvı çamurdur. Aslında plastik bir çamur olan sıvı çamur, içindeki su oranının fazlalığı nedeniyle, akıcıdır. Pres çamuru kadar ince bir yapıya sahip olan sıvı çamur, kalıp dökmede kullanılır. Bunun yanında, bu çamuru kurutup kullanmak mümkünse de, yüksek plastisitesi, işlenebilirliğini azaltır. Bu nedenle, kalıp dışında kullanılmaz. Kullanmadan önce, sıvı çamurun bulunduğu bidon karıştırılarak, dibe çöken çamur homojen olarak dağıtılmalıdır.

Yapıştırma
Seramikte, kil kullanılırken, birçok yerde iki çamurun birbirine yapıştırılması gerekebilir. Ancak bu çamurlar birbirlerinin üzerine konup bastırmakla (maalesef) yapışmaz! Bu şekilde birleştirilen çamurlar, kururken veya fırında iken ayrılır. Bunu önlemek için, iki çamuru yapıştırırken araya tutucu başka bir çamur sürülür. Yapışması istenen yüzeylere sürülen bu çamur, içindeki suyu, yapıştığı yüzeylere vererek yapışan yüzeylerin birbirine karışmasını ve kaynamasını sağlar, burada birleştiren çamurun ('tutkal' ) içindeki katı küçük parçacıklar da, çimentoda çakıl taşlarının yaptığı tutuculuk görevini görür. 'Tutkal'ı hazırlamak için, yapıştırılan kilin aynısının kurumuş hali kullanılır. Bu kurumuş kil parçası, tokmak ile ince bir şekilde ezilir. Bu toza su katılınca tutkal halini alır.

Yapışacak yüzeylerin yapışma alanı ne kadar çok olursa, yapışma da o kadar kuvvetli olur. Bu nedenle, yapıştırılacak yüzeyler çentiklenir; yani kesici bir aletle üzerine sık çizgiler atılarak 'tutkal'ın gireceği yüzey artırılır. Daha sonra iki yüzeye de 'tutkal' sürülür ve yüzeylere basınç uygulanır. Yapıştırılan yer birbirine yedirildikten sonra, bu iki parçanın kopması çok güçleşir

Bazı Tanımlamalar:
Seramik çamuru: Kırmızı ya da beyaz gibi çeşitleri mevcut. Seramiğin ana maddesi.
Ağaç ya da metal masa: Çekmeceli bir masa her zaman şart.
Mermer tabla: Çamurla çalışmaya başlamadan önce içindeki havayı almak için yoğurmak gerekiyor. Bunun için en ideal yer, çamurun nemini de alan mermer bir tabla.
Turnet ya da torna: Çamuru şekillendirirken üzerinde çalışılan ve sürekli dönen alet. Elle, ayakla ya da motorla dönenleri mevcut.
Bisküvi: Çamurun şekil verilip ilk pişirilişinden sonraki haline denir.
Sır: Değişik kimyasal bileşenlerden oluşan sır, bisküvinin üzerine dökülür. Böylece seramik renklenir. Ayrıca yüzeyinin pürüzsüz ve parlak olmasını, seramiğin daha dayanıklı olmasını sağlar.
-- sponsor içerik --

---