Kolajen Nedir, Ne İşe Yarar?


Kolajen insan vücudunda en çok bulunan protein türüdür. Kemiklerde, kaslarda, deride ve tendonlarda kolajen mevcuttur. Kolajen vücudumuzu bir arada tutan maddedir. Kolajen bir iskele görevi görür ve dayanıklılık sağlar.

Endojen (iç kaynaklı) kolajen doğal olan kolajendir ve vücudumuz tarafından üretilir. Dışarıdan alınan kolajen ise yapaydır. Yapay kolajeni dış kaynaklı bir besinden, örneğin takviye gıdalardan alırız.

Endojen kolajenin önemli bazı fonksiyonları vardır. Bozulması veya azalması durumunda kimi bazı sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Dış kaynaklı kolajen ise tıbbi ve kozmetik amaçlarla, örneğin vücut dokularının tamirinde kullanılmaktadır.

Kolajenlerin Özellikleri Nelerdir?

  • Kolajen tüm vücutta bulunur ancak özellikle deri, kemik ve bağ dokuda mevcuttur.
  • Bazı kolajen iplikçikleri, aynı kalınlıktaki çelikten bile daha güçlüdür.
  • Vücutta kolajen üretimi yaşlandıkça azalır. Yine sigara içmek ya da UV ışınlara maruz kalmak gibi bazı faktörler de kolajen üretiminin azalmasına sebep olabilir.
  • Kolajen bazı sargılarda hasarlı yaralı bölgelerde yeni deri hücrelerin oluşması amacıyla kullanılabilir.
  • Kolajen seviyelerini arttırdıklarını iddia eden kozmetik losyonların böylesi bir işleve sahip olması olası değildir. Zira kolajen moleküllerin deri üzerinden emilimi, moleküllerin büyüklükleri sebebiyle mümkün değildir.

Kolajen Nedir?

Kolajen sert, suda çözünmeyen ve ipliksi bir proteindir. İnsan vücudundaki proteinin üçte birini oluşturur. Pek çok kolajende uzun ve ince iplikçikler oluşturmak amacıyla moleküller çok sayıda ve sıkışıktır. Bu proteinler destekleyici yapılardır ve birbirlerine dayanak olurlar. Deriye sertlik ve elastikiyet kazandırırlar.

En az on altı çeşit kolajen vardır ancak bunların yüzde 80 ila 90’ı tip 1, tip 2 veya tip 3 kolajenlerdir. Farklı tip kolajenlerin farklı yapıları ve işlevleri vardır.

İnsan vücudundaki kolajenler güçlü ve esnektir. Özellikle tip 1 kolajen iplikleri esnemeye müsaittir. Aynı büyüklükteki çelikten daha güçlülerdir.

Kolajenlerin Görevleri Nelerdir?


  • Farklı tür hücrelerden kolajen salgılanabilir ancak genellikle bağ doku hücreleri kolajen salgılanmasında görev alır. Kolajen, hücreler arasında bulunan maddede yer alır. Bu, vücut dokularının fiziksel özelliklerini belirleyen girift bir makro moleküller ağdır. Çok sayıda atom içeren moleküle makro molekül denir.
  • Alt deride veya derinin orta katmanında kolajen, fibroblast denilen ipliksi bir hücre ağının oluşmasına yardımcı olur. Fibroblast üzerinde yeni hücreler büyüyebilir. Fibroblast aynı zamanda ölü deri hücrelerinin değiştirilmesinde ve yerine yeni hücrelerin gelmesinde rol oynar.
  • Bazı kolajenler, böbrek gibi vücuttaki hassas organların korunması için bir mahfaza görevi görür.
  • Yaşlılıkla beraber vücut daha az kolajen üretir. Derinin yapısal bütünlüğü bozulur. Kırışıklıklar oluşur, eklemlerdeki kıkırdaklar zayıflar.
  • Kadınlarda menopoz sonrasında kolajen salınımı oldukça azalır.
  • 60 yaşından itibaren kolajende belirgin azalmalar normaldir.
  • Kolajenin Medikal ve Kozmetik Kullanımları
  • Kalojen vücut tarafından parçalara ayrılabilir, dönüştürülebilir ve yeniden emilebilir. Katı olarak sıkıştırılmış bir halde kullanılabileceği gibi jel halinde de kullanılabilir. Kalojenin çok fonksiyonlu bir madde olması ve vücut tarafından doğal olarak salgılanabilmesi, onu klinik olarak çok amaçlı kılar. Bu nedenle tıbbi açıdan çok çeşitli sebeplerle kullanılabilir.


Deride Dolgu Malzemesi Olarak


Kolajen enjeksiyonları deri çevresini güçlendirir ve derideki çukurları doldurur. Kolajen içerikli dolgular kozmetik endüstrisinde yüzdeki çizgi ve kırışıklıkları gidermede kullanılır. Yine yara izlerinin giderilmesinde de kolajen kullanılabilir.

Yapay kolajen dolguları diğer insanlardan ve ineklerden elde edilir. Herhangi bir alerjik reaksiyondan kaçınmak için ineklerden elde edilen kolajen kullanılmadan evvel kişi, deri testine tabi tutulmalıdır.

Kolajen görece daha yüzeysel boşlukları doldurur. Daha derin boşluklar için yağ, silikon veya implant kullanılabilir.

Yara Yerine Sürülmek Üzere


Kolajen yaralı bölgelerde yeni hücre üretimini tetikleyerek yara yerlerinin iyileşmesine katkı sağlayabilir. Kolajen yeni dokuların büyümesi için bir platform görevi görür.

Kolajen merhemleri aşağıdaki yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir:


  • Diğer tedavilere cevap vermeyen kronik yaralanmalar
  • Ürin ya da ter gibi vücut sıvılarının çıktığı yaralar
  • Yara üzerinde taneciklerin meydana geldiği (granüle) yaralar.
  • Nekrotik veya çürüyen yaralar
  • Deri yaraları
  • İkinci derece yanıklar
  • Deri nakli gerçekleştirilmiş bölgeler
  • Kolajen merhemleri üçüncü derece yanıkların tedavisinde, kurumuş yara kabuklarında veya inekten elde edilen kolajene duyarlı olan hastalarda kullanılmaz.


Kontrollü Deri Yenilemesi

Kolajen içerikli zarlar diş çevresini saran dokularda ve implant tedavisinde belli bazı hücrelerin büyümesini teşvik etmek için kullanılmaktadır.

Çene cerrahisinde kolajen bariyerler diş eti etrafında hızlı büyüyen hücrelerin dişteki hasara ulaşmasını engeller. Bu diş hücrelerinin kendilerini yenilemeleri için onlara bir alan sağlar.

Bu tedavilerde kullanılan kolajen zarlar vücut tarafından parçalanıp tekrar emilebildiği için ilk operasyon sonrasında çıkarılmalarına gerek yoktur.

Vasküler Protez


Doku nakillerinde çevresel sinirlerin yenilenmesinde, vasküler protezlerde ve atardamarların yeniden oluşturulmasında kolajen kullanılmaktadır.



Kolajen protezler insan vücuduyla uyum içinde olsa da bazı durumlarda kanın pıhtılaşmasına neden olabildiği belirtilmiştir.

Kemik ve Eklem İltihabının Tedavisinde


Kolajen bazlı takviye gıdalar kemik ve eklem iltihabının tedavisine yardımcı olabilir. 2006 yılında yayınlanan bir çalışma, kolajen içerikli takviye gıdaların kemik ve eklem iltihabı hastalarında ağrıların azalmasına ve eklemlerin işlevlerinin artmasına yardımcı olduğu gözlemlenmiştir.

Takviye gıdalar emildiğinde, kolajen eklemlerde birikir ve hücreler arası sıvının tekrar oluşmasında rol oynar.

Ancak ne yazık ki bu bulgular diğer çalışmalarda gözlemlenmemiştir.

Deriyi Canlandırmada


Kolajen içeriğine sahip pek çok ürün, toz ve krem, vücuttaki kolajen seviyelerini yükselterek deriye canlılık kazandırdığı iddiasındadır.

Ancak kolajen moleküllerinin cilt üzerinden emilemeyecek kadar büyük olması nedeniyle bu olası görünmemektedir. Muhtemelen olumlu sonuçlar, kolajen bazlı ürünlerin nemlendirici etkisinden kaynaklanmaktadır. Yoksa bu ürünler doğrudan kolajen seviyelerini yükseltmezler.

Bu tedavi edici maddeler ilaç sayılmadığından verimlilikleri ile ilgili iddiaların da doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmaya ihtiyaç duyulmamıştır. Bu nedenle bu ürünleri kullanırken dikkatli olunması önerilir.

Kolajen Kaybının Önlenmesi

Hamilelik, obezite vb. durumlar sonucunda deride görülen çizgilerin tedavisi lazer ile yapılabilir. Lazer aynı zamanda kolajen, elastin ve melanin salgılarını üretimini tetikler.

Sağlıklı bir beslenme vücudun kolajen üretmesine yardımcı olacaktır.

Kolajen üretimini destekleyecek gıdalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Proline: Yumurtanın beyazı, et, peynir, soya ve lahanada bulunur.
  • Anthocyanidins (bitkilerde bulunan pigmentler): böğürtlen, yabanmersini, kiraz ve ahudududa
  • C Vitamini: Portakal, çilek, biber ve brokolide
  • Bakır: Kabuklu deniz ürünleri, kuruyemişler, kırmızı et ve bazı içme sularında
  • A Vitamini: Hayvansal gıdalarda ya da bitkisel gıdalarda beta karoten olarak


Kolajen Neden Azalır?

Bazı faktörler vücutta kolajen seviyesinin azalmasına sebep olabilir. Bu durumlardan kaçınmak özellikle cilt sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.

Yüksek şeker tüketimi: Yüksek şeker içeren diyetlerde kan şekerinin yeni moleküller oluşturmak üzere proteinlere bağlanması sonucunda AGEs (Advanced glycationendproducts) oluşur. AGEs, etrafındaki proteinlere zarar vererek kolajeni kuru, zayıf ve kırılgan yapabilir.

Sigara İçmek: Sigarada bulunan pek çok kimyasal madde derideki kolajeni ve elastini olumsuz yönde etkilemektedir. Aynı zamanda nikotin deriye giden damarları daraltır. Bu da deri hücrelerine giden oksijen ve besinin azalması anlamına gelmektedir.

Güneş Işığı: Güneşten gelen ultra viyole ışınlar kolajenin daha hızlı kırılmasına sebep olurlar. Kolajen ipliklerine zarar verirler ve olağan dışı elastin üretilmesine neden olurlar.

Otoimmün Hastalıklar: Bazı otoimmün rahatsızlıklar vücutta kolajenleri hedef alan antikorlar üretilmesine sebep olabilir.

Genetik değişimler: Mutasyonlar sonucu kolajenin yapısında veya miktarında olumsuz değişmeler görülebilir.

Yaşlanma: Yıllar içerisinde vücutta kolajen üretimi doğal olarak azalır. Bunu durdurmanın bir yolu yoktur.

Tütün ürünlerinden ve aşırı güneş ışığından uzak durmak, sağlıklı beslenme ve düzenli yapılan egzersizlerle beraber kolajen seviyelerini koruyacak, yaşlanma etkilerini azaltacak, deri, kas, kemik ve eklemlerin ömrünü uzatacaktır.
-- sponsor içerik --

---