Soyağacı Nedir? Soyağacı Bulmanın Yöntemleri, Soyağacı Nasıl Çıkartılır?

Soyağacı Nedir? Soyağacı Bulmanın Yöntemleri, Soyağacı Nasıl Çıkartılır?

Kendini çizgi film karakterinde unutan çocuk, büyüdükçe artık oynadığı oyunun karakteriyle, gece gündüz gözünden kulağından zihnine işlenen sahte kahramanlarla adını değiştirmiyor. Ancak yine de daldığı facebokzadeler ve twiterzadelerin arasında silkelenip kendilerine gelemiyor. Kendine gelmek için birçok yol var, onlardan biri de yakınlık ve bağlılığın çok yoğun olduğu, aile kimliği üzerinden geçmişin aydınlık sayfalarına bakmak.

E-devlet üzerinden yeni hizmet vermeye başlayan Alt Üst kimlik soy ağacı ise 1800 lü yıllara kadar öğrenilebilmektedir.

E-Devletten Soy Ağacı Nasıl Sorgulanılır?

Cahiliye devrinde insanları karanlığa çeken katılıkta nesep geleneği vardı. Ayet-i kerimede sûra üflendiği vakit akraba tutkunluğunun bir fayda vermeyeceği hatırlatılarak taassup seviyesinde kavmiyetçilik kötülendi. Günümüzde ise geniş kitleleri etkileyen, toplumsal ve siyasî sonuçları olan, eski milliyetçilik ideolojilerinin keskinliğini kaybettiğini görüyoruz. Şimdi artık yeni ve istikrarsız kimlik kargaşasının yaşandığı dönem var karşımızda. Kimliği ve kişiliği olmayan insan ise karanlıkta kalmaya mahkûm, ya da en azından karanlığa çekilmeye daha meyilli. Soy ağacı çalışmaları, nesebini araştırarak geçmişi ile övünmenin ötesinde, akrabalık bağı ile ilgili hak ve vecibeleri yerine getirmek ve en önemlisi aile kimliği için söyleyecek birkaç kelimesi olmak açısından önemli.

Neden soy ağacı?

Şecere, Arapça ağaç manasına gelmektedir. Kişinin soy cetvelini bir silsile şeklinde çıkarmasına soy ağacı çıkartma denir. Önceki kuşaklar, geridekilerin dalı ve meyvesi olarak görüldüğü için bu isim verilmiştir. Soy araştıran kişi soy ağacını resmederken bugünden geriye doğru gidebildiği kadar gider. Neslinden kendisi ve ailenin diğer fertleri için olumlu kimlik oluşturabilecek bilgileri toplar. Zamanla yeni bulgular ekler ve oluşturduğu soy ağacını kendinden sonra gelecek nesillere aktarır.


Soy ağacı çıkartmak için ilk adım

Soy ağacı çıkartmak için Osmanlıca bilip bilmemeye bağlı olarak, kendi yapabileceklerimiz ve mahalli kurumlar ile merkez kurumlardan destek almamız gereken noktalar var. ilk iş nüfus müdürlüklerine gidip anne kollu ve baba kollu, çıkartılabilecek yere kadar listeler çıkartmaktır. Arkasından ailenin hikayesi aile büyüğünden dinlenilir, tutulan not defterleri ile varsa mahalli kayıtlara müracaat edilip en azından “Biz şuradan geliyoruz, ailemizde alim, mütefekkir, derviş var.” denilebilir.

1923’ten günümüze kadarki dönem için aile ile ilgili vukuatlı nüfus kayıt örneği alınabilir. Bu tarihten geriye doğru gittiğimizde 1903 (hicri 1320-21) yılında yapılan modern anlamda ilk nüfus sayımı bilgileri ve onların Osmanlıca hazırlanan ‘Atik Nüfus Defterleri’ denilen nüfus defterleri var. 1903 yılı nüfus sayımı bilgileri istanbul için ilçe nüfus müdürlüklerinde ancak istanbul dışındakiler Ankara’da Nüfus ve Vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğü’nde bulunuyor. Bu sayım
bugünkü sicillerin ve nüfus kimlik numarası MERNİS projesinin de temelini oluşturuyor.

Bu iki yerdeki aile bilgilerine ulaşıldığı varsayıldığında daha eski tarihli kayıtlara ulaşmak istenirse karşımıza 1870 tarihli nüfus sayımı çıkacaktır. Bu tarihte yapılan nüfus sayım bilgileri varsa istanbul’dakiler il ve ilçe nüfus müdürlüklerinde diğerleri Ankara’da bulunuyor. Herhangi bir kişinin Osmanlı arşivine gitmeden kendi soyu ile ilgili nüfus müdürlüklerinden ulaşabileceği bilgiler bunlar. Bu defterlerde kadın, çocuk ve erkeklerin isimleri ve aile lakapları yaşadıkları bölgelerin isimleri bulunabilir.

Karşılaşılacak muhtemel problemler

Nesep tutma, şecere çıkarma ya da soy ağacı yazma geleneği bizde yok denecek kadar azdır. Seyyitler ve Şerifler dışında şecere tutmak lüzumu hissedilmemiştir. Seyyit ve Şeriflerin haklarından istifade etmek için hazırlanan sahte şecerelerin ise varlığı bilinmektedir. Göçler, salgın hastalıklar ve en önemlisi yakın tarihte vuku bulan ve Düvel-i Muazzamanın dağılması ile neticelenen savaşlar geçmiş nesiller ile bugün yaşayanlar arasına kalın duvarlar örmektedir. Araştırılan nesil baba ve dededen haberdar olmadan büyümüş, kültürel ve ahlaki aktarım eksik kalmış olabilir. Bir de savaşların ördüğü duvarlardan daha kalını ise alfabe ve lisanda örülen duvarlar var ki o ayrı bir mesele.

Soy ağacı çalışmalarında 1928 öncesi için Osmanlıca, konulan duvarları aşmada zorunluluk arz etmektedir. Bunun yanında karşılaşılan farklı belgeler için uzmanlardan yardım almak icap edebilir. Soy ağacı çıkartmak zaman alan ve faydasız bir uğraş görülerek “Değer mi?” sorusu sorulabilir. Araştırmayı derinleştirmenin yollarını öğrenmek, bilgiye ulaşma yollarını öğrenmek, kültürel ve sosyal bilgiyi arttırmak ve en önemlisi ailenin kimlik bilgisini güçlendirmek söz konusu olduğunda pek çok faydası vardır.

Iş arşive ulaştığında…

Osmanlı Arşivi’nde sadece erkeklerin sayımının yapıldığı ilk nüfus defterleri 1831 yılına aittir. Buna müteakip 1840 yılında ikinci bir sayım daha yapılmıştır. Ailenin bu tarihe kadar bilgilerine ulaşan kişiler zaten bu konuda ciddi mesafe kat etmiş olacaklardır.

İş Osmanlı Arşivi’ne geldiğinde Osmanlıcanın yanında neyi nereden alabileceğinin bilgisini öğrenmek gerekir. Defter incelemesi gerektiğinde ise bir uzmandan yardım almak gerekir. Uzmandan yardım alındığında parçaları birleştirecek bilginin o defterde çıkması sevindirici olur ancak her zaman kullanışlı bilgiye ulaşılamayabilir.

Eğer bir kişinin ya da ailenin soy ağacını arşivde bulmaya çalışacak olursak iki hususa dikkat etmemiz gerekiyor. Ailenin maddi ağırlığı
var mı ve araştırılacak kişinin manevi yönünden dolayı tarihe not düşülmüş olabilir mi? Çünkü belli bir seviyeden sonra işimiz soy bağını araştırdığımız kişinin tarih sayfalarında bıraktığı izleri takip etmekten geçiyor. Ailenin yaşadığı yerde maddi ağırlığı varsa ya da ailede rütbe almış bir dede bulunuyorsa onun hakkında Rüus Defterleri ile Şeriye Sicil defterlerinde düşülen kayıtlara ulaşılabilinir. Ailenin dini görevleri olmuşsa ya da yargıda kadılık gibi görevleri üstlenmiş kişiler geçmişse, bu aileler hakkında Vakıf arşivlerinde ve Şeriye Sicil defterlerinde başarılı sonuçlar elde etmek mümkün.

Seriye sicilleri

Sicil defterlerinde veraset ilanları, evlenme ve boşanma bilgileri, mal alış satışlar gibi soy ağacı çıkartmada faydalı olabilecek bilgilere ulaşılabiliyor. Hatta bazı şeriye sicil kayıtlarında dört beş nesil geriye doğru kayıt yazıldığını bile görebiliyoruz.

O yüzden şeriye sicillerinde diğer kayıtlara göre daha kesin ve geniş bilgilere ulaşılabilinir. Şeriye sicillerinde aile ile ilgili bilgilere ulaşılamıyorsa 1844-45 yıllarında tutulan temettuat defterlerine gitmek gerekiyor.

Temettuat defterleri

Temettuat defterleri köy, nahiye gibi beldelerin toptan ve teferruatlı kayıtlarına ulaşmamızı sağlıyor. Osmanlı’da vergilendirmek için tutulan bu defterlerden her bölge için var. Bu defterlerde nüfus defterlerinde olduğu gibi erkek nüfus yazılmıştır ve ailenin ev, tarla, hayvan gibi mal varlığının detaylı dökümü ile bunların getirileri verilmiştir. Balkanların, istanbul’un tarımla uğraşan civar köylerinin, Karadeniz, Ege ve Akdeniz’in tarıma elverişli yerlerinin defterleri rahat bulunurken iç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bazı bölgelerin Temettuat Defterlerinin olmamasının bir sebebi de bölgelerin defterlerinin Dersaadet’e hiç intikal etmemiş olma ihtimalindendir. Kırım, Bulgaristan ve Yunanistan’da çok teferruatlı nüfus defterleri olduğunu biliyoruz. Kuzey Afrika ülkelerinde de muhtevası bilinmeyen çok sayıda Osmanlı arşiv defterinin olduğu da biliniyor. Kaydı bulunamayan bölgelerin mahkeme kayıtları ve Temettuat Defterleri zamanla ortaya çıkabilir.

Rüus defterleri

Osmanlı Arşivi’nde dört yüz binden fazla defter var. Bu defterlerin içinde soy bağlarını kurabileceğimiz bilgilerin yoğun olduklarına odaklanmamız gerekiyor. Soyunu araştırdığımız kişilerin resmi görevleri varsa mutlaka Rüus Defterlerine bakmak, işinizi hızlandırır. Rüus Defterlerinde maaş alan bütün memurların yıl yıl tayin muamelelerini bulabiliyoruz. Özellikle 1500-1700 yılları arasında memurluk yapanların isimlerini, atamalarını bu defterlerde bulmak mümkün. Hatta Rüus defterlerinde soy bağını kurmada en hızlı ve doğru yol olan şecere kayıtlarına da sık sık rastlamak mümkün.

Vakıf arşivleri

Vakıfla ilgili defterler Osmanlı Arşivi ve Vakıflar Arşivi Genel Müdürlüğü’nün arşivinde bulunabiliyor. Bu defterler Şeriye Defterleri kadar soy araştırmalarında ehemmiyet arz ediyor. Sebebi ise insanlar, şirketler ve ibadethanelerin çoğu kere vakıflardan arazi ve dükkân kiralamış olmaları. Kiralayan insanlar öldüğünde vakıflara veraset ilamı getirdikleri için aile ilgili detaylı bilgiler buralarda birikiyor. Kayıt altına alınan bu bilgiler soy bağı kurmada son derece önemli.

Diğer defterler

Arşivde bulunan yüz milyonun üzerindeki evrak ve dört yüz binin üzerindeki defterden kişiler hakkında bilgi ya da bilgi kırıntılarına ulaşılabilecek başka defterler de var. Tarihi bilgi açısından yoğunluk arz etse de aile ilişkileri söz konusu olduğunda şeriye sicilleri ve temettuat defterleri kadar yoğun bilgi olmayan defterler söz konusu. Öşür, Tımar, Aşar, Zeamet ve Avarız, Ahkam, Tahvil Defterler ile Ruznamçeler’de insanlar hakkında çok değişik bilgiler bulmak mümkün.

Aile şeceremi Osmanlı Arşivi’nde bulabilir miyim?

Osmanlı Arşivi’nde soy bağı bulmak için, içerisinden bilgi toplanılabilecek evraklar var. Hazır şecere listeleri ise yoktur. Sebebi ise şecereyi devletin tutmamasıdır. Eskiden şahıslar 50 ya da 100 yılda bir kendi şecerelerinin listesini çıkartırlardı. Çıkarttıkları bu şecereleri muhtarlara gösterip kadıya tasdik ettirirlerdi. Böyle bir şecerenin kaydı varsa onun onaylanması ile ilgili kısmı arşivlerin konusuna girer. Şecerenin yazıldığı tarihte ismi geçen kadı o beldede görev yapıyorsa Meşihat arşivinden Tatbik Defterlerinden kadının ismi ile karşılaştırılarak belge tasdik edilebilir.

Diğer arşivler

Topkapı Müzesi Arşivi, askeri alanda soy ağacı için Genel Kurmay ATESE Arşivi, sağlık alanında Kızılay Arşivinden istifade edilebilir. Hatta Emekli Sandığı Arşivi’nden Osmanlıca ve hatta fotoğraflı evraklar karşımıza çıkıyor. Eski adı Tekaüt Sandığı olan Emekli Sandığı Arşivinde 1840’lı yıllara ait akla hayale gelmeyen güzel, fotoğraflı evraklar var.

Osmanlı arazilerinin yayıldığı coğrafyadaki tapuların arşivlendiği bir yer daha var. O da Kuyud-ı Kadime arşivi. Şimdiki Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı, Tapu Arşiv Daire Başkanlığı’nda bulunan bu evrakların 1840 öncesi araştırmaya açık. Bu tarihten sonrası hukuki sonuç doğurduğu için araştırmaya açık değil. Hangi arşive başvuracağımızı biraz da araştırdığımız kişinin maddi ve manevi ağırlığının bulunduğu yere göre belirlememiz gerekiyor.
Okulların kayıt defterleri de soy ağacını oluşturmada önemli bilgiler verebiliyor. İşin özünde araştırılacak kişi ya da kişiler bizi yönlendiriyor. Kişinin çalıştığı yerle yaşadığı yer ve eğitim aldığı yerlerle ilgili çok farklı arşivler var.

Kitabe ve mezar taşları

Kitabe ve mezar taşları soy ağacı için resmi delildir. Ayrıca araştıracak kişinin yaşadığı yerde varsa en kolay ve hızlı ulaşılabilecek mezar taşlarıdır. Ancak 1930’lu yıllarda yaşanan asri mezarlık uygulaması ile özellikle şehirlerde mezarlıklar istimlak edilmiş ve üzerine park yapılmış olabilir. Mezar taşları tahrip edilmiş de olabilir. Çünkü ülkemiz soy ağacı konusunda hafıza ve ülkenin tapusu olabilecek mezarlıklar konusunda hiç de iyi durumda değildir.

MERNİS

Buraya kadar anlatılanları toparlayan ve işi kolaylaştıran bir sistem MERNİS projesi. Bu proje yardımı ile ailenin mensuplarına 1900’lü yılların başına kadar ulaşılabilmektedir. Aile fertleri ölseler bile sisteme kaydedilmişler ve birer kimlik numarası almışlardır. Kimlik beyan edilip dilekçe yazılarak nüfus müdürlüklerinden “üst soy dökümü” ya da “hane döküm” listesi istenebilir.

Bu belgeyi alabilmek için biraz ısrar etmek gerekebilir. Neticede hane döküm listesi ile ilk aşamada hatırı sayılır bir soy ağacı çıkartabileceğiniz için ısrar etmekte haklı olduğunuzu göreceksiniz. Çıkarttığınız bu soy ağacını sebat edip çalışarak yukarıda anlattıklarımızla zenginleştirebilir ve parçalanan aile kimliğinizi oluşturarak gelecek nesillerinize aktarabilirsiniz.

Araştırma eserler yardımı ile soy araştırma yapılabilir mi?

Hem kimlik hem de kültür açısından araştırma eserlerinden soy ağacı çıkartmak oldukça zevklidir. Şayet ailede Sadrazam, Vali, Kaptan-ı Derya, Şeyhulislam, Reisülküttap, Ulema, Hattat ya da meşhur şair varsa iş daha da zevkli hale gelecektir. Çünkü bu şahsiyetlerin hayatları hakkında detaylı hazırlanmış eserler mevcut. Biyografik olarak araştırılan kişilerin tamamına ulaşabileceğiniz
eserlerden birine müracaat ederek işe başlayabilirsiniz. Ailede yaşamış böyle bir şahsiyet yoksa yaşanılan şehir, belde ya da coğrafya ile ilgili hazırlanmış eserler dikkate alınabilir. “Bölgede Yaşayan Aşiretler ve Oymaklar”, o il hakkında çalışılan “Temettuat Defterleri” ya da bölge için çalışılan “Sosyal Hadiseler ve Göçler” kitaplarına müracaat edilebilir.

İnternet yardımı ile soy araştırma yapılabilir mi?

İnternet yardımı ile doğrudan soy ağacı çıkartmak mümkün değil. Yani T.C kimlik numaranızı yazarak bir yerden en eski nüfus sayımına kadarki kayıtlarınıza ulaşmanız mantık olarak mümkün ancak teknik olarak mümkün değil. Bunun haricinde araştırmasını yapacağınız kişinin, bölgenin yukarda da isimlerini zikrettiğimiz kaynak defterleri ya da kitaplar internet ortamında bulunabilir. Soy ağacı çıkartmak için başvurulacak kaynak eseri İl ve İlçe mülki idareleri ya da gönüllü tarihçiler çalışıp paylaşıyor olabilirler.

Zor ama zevkli bir çalışma

Soy bağı çalışmaları vakit alan, zahmetli bir iştir. iki üç günde sonuç alabileceğimiz işler olabileceği gibi 1500-1600’lü yıllarla ilgili Osmanlı arşivinden soy ağacı için bilgi çıkartmak o kadar da kolay olmayabiliyor. Ancak soy ağacı araştırılırken açı ne kadar geniş tutulursa aile hakkında o kadar işe yarar, renkli kimlik oluşturabilecek bilgilere ulaşılabilir.
-- sponsor içerik --

---