Bebekler, 4 aylık olana dek tuzun tadını alamazlar. Bu gecikmenin sebebi, sodyumu bu dönemde işlemeye başlayan böbreklerin gelişimidir.

Yeni doğan bir bebeğin vücudunda yaklaşık bir bardak kadar kan bulunur.

Yetişkinlerde 206 adet kemik bulunur. Bebekler doğduklarında ise kemik sayıları 300’dür. Bebek büyüdükçe kemikleri birleşerek yetişkinlikte 206 sayısına ulaşır.

Bebekler bir şeye ihtiyaç duyduklarında çığlık atar ya da inlerler; ancak ağlamazlar. Çünkü ilk üç hafta boyunca gözyaşı üretemezler. Gözyaşı kanalları henüz tam olarak gelişmemiştir. Gözlerini sağlıklı tutacak kadar nem üretirler; ancak birkaç hafta boyunca gözyaşı akıtamazlar.

Yeni doğan bebekler, kafalarını soldan çok sağa doğru çevirmeye eğilimlidirler.

Bebeklerin doğumda dizkapakları yoktur. Dizkapakları, 6. aya dek tamamen gelişmez.

İç kulak, doğumdan önce tamamen gelişen tek duyu organıdır. Gebeliğin ortalarında yetişkin boyutlarına ulaşır.

Yeni doğan bir bebek, yaklaşık 20 dakikada bir idrarını yapar; altıncı aya ulaştığında ise hemen hemen her saat.

Bebekler rahimdeyken, annelerinin hormonlarını alırlar. Bu yüzden doğumdan sonra, vücutlarında biraz östrojen olur. Kız bebekler biraz süt salgılar ve hatta mini bir regl tecrübe ederler. Bazen meme uçlarından kan sızar. Dehşet verici; ama gerçek.

Bebeklerin yaklaşık yüzde 80’i bir tür doğum lekesi ile dünyaya gelir.

Bir bebek, doğumda annesinin kokusunu ve sesini tanıyabilir. Annesi ile diğer yetişkinler arasındaki farkı görebilmesi ise birkaç haftayı bulur.

-- sponsor içerik --

---